Wikipedia

Arama sonuçları

22 Ekim 2008 Çarşamba

Bazı Amellerin Faziletleri

Günlük yaptığımız bazı ameller insan için çok menfaatli, çok faziletli olduğu halde, bazı kardeşlerimiz bu amellerin sevabından gafil kalmakta veya hafife almaktadırlar. Bunu neticesi olarak da bu amellerin sevabının ve ecrinin ne kadar çok olduğunun farkına bile varamamaktadırlar. Mü’min kardeşlerimize bu ecir ve sevapları tekrar anlatmakta fayda görüyoruz.

1- Mesela; insan istibra ve istinca yaparken kalbi huzurlu olmalı, gaflet içerisinde bulunmamalıdır. Kendi kendine: "Allah-u Zülcelâl'in huzuruna çıkıyorum. O’na münacaatta bulunacağım. Onun için çok iyi temizlenmeliyim." Diye mülahaza etmelidir. Çünkü huzurlu bir şekilde yapılan taharet, abdestin huzurlu olarak alınmasına sebep olur.Huzur içinde alınan abdest de, namazın huzurlu olarak kılınmasına vesile olur. Huzur içinde kılınan bir namaz da diğer vakitlerin huzurlu geçmesine sebep olur

2- Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Sizden abdest suyunu getirip, ağzına, burnuna su veren ve sümküren herkesin günahları ağzından ve burnunun deliklerinden çıkar. Sonra, yüzünü Allah'ın emrettiği şekilde yıkadığında, yüzünün günahları su ile birlikte sakalının uçlarından dökülür. Sonra kollarını dirseklerine kadar yıkar, kollarının günahları su ile birlikte parmaklarının uçlarından dökülür. Sonra başını mesheder, başının günahları, su ile birlikte saçının uçlarından dökülür. Sonra ayaklarını topuklarına kadar yıkar, ayaklarının günahları parmak uçlarından su ile birlikte dökülür. Bu kişi kalkar da namaz kılar ve Allah-u Zülcelâl'e hamd eder, eğer, layık olduğu şekilde tazim eder ve Allah rızasından başka şeyleri kalbinden çıkarırsa, günahlarından, annesinden doğduğu günkü gibi temizlenir." (Müslim)

Ömer bin Hattab (radıyallahu anh)’dan rivayetle, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Sizden her kim abdestini iyice ve tam olarak alır sonra da; "Eşhedu enlâ ilâhe illallahu vahdehu la şerike leh ve eşhedu enne Muhammeden abduhu ve resuluhu" derse cennetin sekiz kapısı açılır. Dilediği kapıdan girer." (Müslim, Ebu Davud, İbn Mace)

"İnsan abdestini bitirince Kadir suresini bir defa okursa, sadıklardan olur. İki defa okursa, şehitler divanına yazılır. Üç defa okursa, peygamberlerle haşir olunur." (Deylemi)

Bu hadislerden anlaşılan şudur ki, kişi abdest alırken adapların tümünü yerine getirirse, kişi için o kadar çok menfaatli olur ki, kıyamet günü o yıkadığı yerler nurdan bembeyaz olur. Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem), ümmetini bu nurdan tanıyacaktır. Bütün bunlardan kendimizi mahrum etmememiz lazımdır.

3- Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Kişi abdestini güzelce alır, kalbi ve yüzü ile yönelerek (yani ihlâsla, kalbini masivadan, dünyadan, uzak tutarak) iki rekât namaz kılarsa, kendisine cennet vacip olur." (Müslim, Ebu Davud, Nesai, İbn Mace, İbn Huzeyme)

Abdest alındıktan veya gusül yapıldıktan sonra, başka herhangi bir namazın kılınması halinde, mesela; tahiyyetü'l-mescid namazı ve benzeri bir namaz kılınırsa; kılınan bu namaz, abdest veya gusül için kılınacak namaz yerine geçmiş kabul edilir. Ayrıca, abdest veya gusül namazı kılmaya gerek yoktur. Bu ecir ve sevaplardan kendimizi mahrum etmememiz lazımdır.

Müezzinin sesi işitildiği zaman, Sa'd bin Ebî Vakkas (radıyallahu anh)'dan rivayet edilen şu dua okunmalıdır: "Ve enne eşhedu enlâ ilahe, illallah-u vahdehu la şerike leh, ve enne Muhammeden abduhu ve rasûluh. Radıytu billahi rabben ve bil islami dinen ve bi Muhammedin sallallahu aleyhi veselleme resûla." (Beyhaki)

Anlamı: "Ben, Allah'tan başka ilâh olmadığına ve onun tek olduğuna ve hiçbir ortağı bulunmadığına ve Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)’in O'nun kulu ve elçisi olduğuna şahadet ederim. Rabbimin Allah olmasından, dinimin İslam olmasından ve Peygamberimin Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) olmasından razıyım.”

Amr bin As’ın oğlu Abdullah (radıyallahu anh)'dan rivayet edilen başka bir hadis-i şerifte Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
"Müezzini ezan okurken işitince, onun söylediklerini siz de söyleyin. Sonra benim üzerime salâvat-ı şerife getirin. Zira benim üzerime bir defa salâvat-ı şerife getirene Allah on sevap verir. Daha sonra Allah'tan benim için ‘vesile’yi isteyiniz. Çünkü Vesile cennette bir makamdır ki, o makam Allah'ın kullarından sadece bir kula verilecektir. Ve ben, o bir kul olmak istiyorum. Kim benim için ‘vesile’yi isterse, ona kesinlikle şefaat ederim." (Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesai)

Vesile duası şudur: “Allahumme rabbe hazihid-daveti't-tâammeh. Vessalati'l- gâimeh. Âti seyyidina Muhammeden (sallallahu aleyhi ve sellem) el-vesilete ve'l-fadileh. Veb'ashu magamen mahmuden ellezi ve’adtehu. (İnneke lâ tuhlifu'l-mîâd.)" (Buhari, Ebu Davud, Tirmizi, Nesai, İbn Mace)

Anlamı: "Ey bu tam olan davetin ve kılınmakta olan namazın Rabbi olan Allah'ım. Muhammed'e ‘vesile’yi ve yüksek dereceleri ver ve onu vaat ettiğin övülmüş makam olan Makam-ı Mahmud'a gönder. Sen verdiğin sözü bozmazsın."

Ezana icabet edildiği zaman müezzinin dediği gibi demek gerekir. Ancak müezzin “hayya alessalah” ve “hayya alelfelah” dediği zaman, “Lâ havle ve lâ guvvete illâ billâhil aliyyil azîm” demelidir.

Ne işle meşgul isek de onu terk edip ezana cevap verelim. Bunun ecir ve sevabından kendimizi mahrum etmeyelim. İmam-ı Suyuti buyuruyor ki: “Kim ezan okunurken konuşursa onun akıbetinden korkulur. (Kim müezzine cevap vermezse, onun imansız gideceğinden korkulur.)”

4- Ebu Hureyre (radıyallahu anh)'dan rivayetle Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Ne dersiniz, birinizin kapısı önünde bir nehir olsa, o kimse bu nehirde günde beş defa yıkansa, kir diye hiçbir şeyi kalır mı?" Ashap: "Kir namına hiçbir şeyi kalmaz" dediler. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) de şöyle buyurdu: "İşte beş vakit namaz da böyledir. Allah bunlar sayesinde günahları siler." (Buhari, Müslim, Tirmizi, Nesai)

Abdullah bin Ömer (radıyallahu anh) der ki: Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) bir gün namazdan söz ederek şöyle buyurdu: "Kim namaza devam ederse namaz onun için (sıkıntılarından) bir nur (doğru yolda olduğuna) bir delil, kıyamet gününde bir kurtuluş olur. Kim de ona devam etmez ise nursuz, delilsiz kalır, kurtuluşa eremez. Kıyamet gününde Karun, Firavun, Haman ve Übeyy bin Halef'le beraber olur." (Ahmed bin Hanbel, Taberani, İbn Hıbban)

Namaz hakkında birçok ayet-i kerime ve hadis-i şerif vardır. Kişi namazını tam kılmaya ne kadar çok gayret ve özen gösterirse, huşu ve huzurlu olursa, namazın rükû ve secdesini güzel yaparsa, o namazdan alacağı pay da o kadar çok olur. Huzurlu olmazsa, rükû ve secdesini tam yapmazsa, namazdan alacağı ecir ve sevap da o kadar az olur.

5- Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Bir zatın cemaatle kıldığı namazın sevabı, evinde ve iş yerinde kıldığı namazdan yirmi beş kat daha fazladır. Zira güzelce abdest aldıktan sonra sırf namaz kılmak niyetiyle camiye gitmek için yola çıkarsa, atmış olduğu her adımda rütbesi bir derece artar ve bir günahı silinir. Namazı kıldığında, camide olduğu ve abdestini bozmadığı sürece melekler ona devamlı: ‘Ya Rabbi! Ona rahmet et. Ya Rabbi! Ona acı!’ diye dua ederler. Bu kimse namazı beklediği sürece namazda sayılır." (Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, İbn Mace)

"Cemaatle namaz kılmaktan geri kalan bu kişi, cemaate giden şu zatın sevabını bilseydi, elleri ve ayakları üzerinde emekleyerek de olsa cemaate gelirdi." (Taberani)

Görüldüğü gibi Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) birçok hadis-i şeriflerde namazların cemaatle kılınmasını emretmiştir. Dinimiz cemaate çok ehemmiyet vermiş ve müslümanların cemaat ve birlik olmalarını teşvik etmiştir.

Bütün bu okunanları tatbik etmek kendi menfaatimizedir. Bu büyük menfaat ve hayır fırsatını kaçırmayalım.

Blog Arşivi

ÇOCUKLARA GÜZEL ALIŞKANLIKLARI NASIL KAZANDIRABİLİRİZ?

Doğruluk, dürüstlük, merhamet, diğerkâmlık, adalet gibi güzel ahlakın emarelerini çocuklarında görmek, her anne babanın isteği ve emelidir. ...

Etiketler İSLAM