Hicret, Müslümanları müşriklerin zulüm ve baskılarından kurtarmış, İslâm'a yayılma imkânı sağlamış, böylece İslâm inkılâbının başlangıcı olmuştur. Bu itibârla olaydan 17 yıl sonra, Hz. Ömer'in hilâfeti esnâsında Hz. Peygamber (s.a.s.)'in hicret ettiği yılın 1 Muharrem'i olan 16 Temmuz 622 tarihi, Hicrî-Kamerî Takvim için "takvim başı" olarak kabûl edilmiştir.
Rasûlullah (s.a.s.)'in hicreti Peygamberliğin 13'üncü yılında, 12 Rebiulevvel / 23 Eylül 622'de olmuştur. Bu tarih aynı zamanda Peygamber Efendimizin 53'üncü doğum yıldönümüdür.
Hicretle, 23 yıl süren Peygamberlik devrinin 13 yıllık Mekke Devri sona ermiş, 10 yıllık Medine devri başlamıştır.
Wikipedia
Arama sonuçları
11 Temmuz 2009 Cumartesi
FİL VAK'ASI
Habeşistan Kırallığı'nın Yemen Vâlisi Ebrehe, Hristiyanlığı Arabistan'da yaymak ve Arapları Kâbe ziyâretinden vazgeçirmek için, San'a'da muhteşem bir kilise yaptırmıştı. Fakat, Araplardan bu kiliseye ilgi gösteren olmadı. Üstelik, Kinâne Kabîlesi'nden bir Arap, bir gece gizlice kilise içine pisledi. Ebrehe bunu bahâne ederek büyük bir ordu ile Kâbe'yi yıkmak üzere Mekke üzerine yürüdü. Arapların bu orduya karşı koyabilecek güçleri yoktu. Mekkeliler şehri boşaltarak etraftaki dağlara çekildiler.
Ebrehe, Mekke yakınlarında karargâhını kurdu. Kureyş Kabîlesinin reisi olan Abdülmuttalib'e elçi göndererek, kan dökmek üzere değil, sâdece Kâbe'yi yıkmak için geldiğini bildirdi. Bu esnâda Ebrehe'nin öncü kuvvetleri Mekkelilerin sürülerini yağmalayıp ordugâha götürmüşlerdi. Bunlar arasında Abdülmuttalib'in de yüz devesi vardı. Abdülmuttalib, Ebrehe'ye giderek yağmalanan sürülerin geri verilmesini istedi. Ebrehe:
-"Ben, Kâbe'yi yıkmamam için ricâya geldiğini sanmıştım. Görüyorum ki sen, develerinin derdindesin, bunu sana yakıştıramadım..." deyince, Abdülmuttalib büyük bir vakarla:
-" Ben, develerin sâhibiyim, onları istiyorum. Kâbe'nin de sâhibi var. O'nu sâhibi koruyacaktır" diye cevap vermişti. Bu cevap karşısında Ebrehe, Abdülmuttalib'in develerini ve Mekkelilerin yağmalanan bütün mallarını geri verdi.
Kur'an-ı Kerîm'de de açıklandığı üzere, Ebrehe amacına ulaşamadı. Kâbe'yi yıkmak üzere hücûma geçileceği sırada, Ebrehe'nin her seferinde berâberinde bulundurduğu Mamut adlı büyük fil ile diğer filler her türlü çabaya rağmen, diz çöküp oldukları yerde kaldılar; Kâbe cihetine yürümediler. Bu esnâda gök yüzünde beliren sürü sürü kuşlar, ağızlarında ve pençelerinde taşıdıkları küçük taşları Kâbe'ye hücûma hazırlanan askerlerin üzerine bıraktılar. Ebrehe'nin büyük ordusu bir anda perişan oldu.(17) Büyük bir kısmı orada telef oldu. Kaçıp kurtulabilen askerlerin bir kısmı ile Ebrehe San'a'ya döndü ise de, yakalandığı hastalıktan kurtulamayarak çok geçmeden öldü.
Ordu'nun önünde yürüyen filler sebebiyle, tarihte bu hâdiseye "Fil Vak'ası", bu olayın meydana geldiği seneye de "Fil Yılı" denilmiştir.
(17) "Kâbe'yi yıkmağa gelen fil sâhiplerine, Rabbinin ne ettiğini görmedin mi? Onların kötü plânlarını (hile ve düzenlerini) boşa çıkarmadı mı? Onların üzerine sert taşlar atan sürü sürü kuşlar gönderdi. Sonunda onları yenilmiş ekin yaprağı gibi yapıverdi". (Fil Sûresi, 1-5)
Rasûlllah (s.a.s.) Efendimiz, Fil Vak'ası'ndan 52 gün kadar sonra dünyaya geldiği için bu olayı görmemişti. Fakat bu Sûre indiği esnâda bu olay o kadar iyi biliniyordu ki, hayatta olanlardan, olayı görmemiş olanlar da sanki görenler kadar olaydan haberdardı. Bu sebeple Hz. Muhammed (s.a.s.) olay sırasında henüz dünyaya gelmemiş olduğu halde "görmedin mi?" buyrulmaktadır. Burada görmek , "bilmek ve duymak" anlamında kullanılmıştır.
Ebrehe, Mekke yakınlarında karargâhını kurdu. Kureyş Kabîlesinin reisi olan Abdülmuttalib'e elçi göndererek, kan dökmek üzere değil, sâdece Kâbe'yi yıkmak için geldiğini bildirdi. Bu esnâda Ebrehe'nin öncü kuvvetleri Mekkelilerin sürülerini yağmalayıp ordugâha götürmüşlerdi. Bunlar arasında Abdülmuttalib'in de yüz devesi vardı. Abdülmuttalib, Ebrehe'ye giderek yağmalanan sürülerin geri verilmesini istedi. Ebrehe:
-"Ben, Kâbe'yi yıkmamam için ricâya geldiğini sanmıştım. Görüyorum ki sen, develerinin derdindesin, bunu sana yakıştıramadım..." deyince, Abdülmuttalib büyük bir vakarla:
-" Ben, develerin sâhibiyim, onları istiyorum. Kâbe'nin de sâhibi var. O'nu sâhibi koruyacaktır" diye cevap vermişti. Bu cevap karşısında Ebrehe, Abdülmuttalib'in develerini ve Mekkelilerin yağmalanan bütün mallarını geri verdi.
Kur'an-ı Kerîm'de de açıklandığı üzere, Ebrehe amacına ulaşamadı. Kâbe'yi yıkmak üzere hücûma geçileceği sırada, Ebrehe'nin her seferinde berâberinde bulundurduğu Mamut adlı büyük fil ile diğer filler her türlü çabaya rağmen, diz çöküp oldukları yerde kaldılar; Kâbe cihetine yürümediler. Bu esnâda gök yüzünde beliren sürü sürü kuşlar, ağızlarında ve pençelerinde taşıdıkları küçük taşları Kâbe'ye hücûma hazırlanan askerlerin üzerine bıraktılar. Ebrehe'nin büyük ordusu bir anda perişan oldu.(17) Büyük bir kısmı orada telef oldu. Kaçıp kurtulabilen askerlerin bir kısmı ile Ebrehe San'a'ya döndü ise de, yakalandığı hastalıktan kurtulamayarak çok geçmeden öldü.
Ordu'nun önünde yürüyen filler sebebiyle, tarihte bu hâdiseye "Fil Vak'ası", bu olayın meydana geldiği seneye de "Fil Yılı" denilmiştir.
(17) "Kâbe'yi yıkmağa gelen fil sâhiplerine, Rabbinin ne ettiğini görmedin mi? Onların kötü plânlarını (hile ve düzenlerini) boşa çıkarmadı mı? Onların üzerine sert taşlar atan sürü sürü kuşlar gönderdi. Sonunda onları yenilmiş ekin yaprağı gibi yapıverdi". (Fil Sûresi, 1-5)
Rasûlllah (s.a.s.) Efendimiz, Fil Vak'ası'ndan 52 gün kadar sonra dünyaya geldiği için bu olayı görmemişti. Fakat bu Sûre indiği esnâda bu olay o kadar iyi biliniyordu ki, hayatta olanlardan, olayı görmemiş olanlar da sanki görenler kadar olaydan haberdardı. Bu sebeple Hz. Muhammed (s.a.s.) olay sırasında henüz dünyaya gelmemiş olduğu halde "görmedin mi?" buyrulmaktadır. Burada görmek , "bilmek ve duymak" anlamında kullanılmıştır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Blog Arşivi
-
►
2008
(34)
- ► 06/22 - 06/29 (5)
- ► 09/21 - 09/28 (1)
- ► 10/12 - 10/19 (4)
- ► 10/19 - 10/26 (3)
- ► 10/26 - 11/02 (2)
- ► 11/02 - 11/09 (5)
- ► 11/09 - 11/16 (6)
- ► 11/16 - 11/23 (7)
- ► 12/21 - 12/28 (1)
-
▼
2009
(16)
- ► 01/11 - 01/18 (1)
- ► 03/01 - 03/08 (1)
- ► 04/26 - 05/03 (1)
- ► 06/14 - 06/21 (2)
- ► 06/21 - 06/28 (1)
- ► 06/28 - 07/05 (2)
- ► 07/19 - 07/26 (1)
- ► 09/20 - 09/27 (1)
- ► 09/27 - 10/04 (1)
- ► 11/08 - 11/15 (1)
- ► 11/15 - 11/22 (2)
-
►
2010
(16)
- ► 04/11 - 04/18 (3)
- ► 05/02 - 05/09 (1)
- ► 06/06 - 06/13 (1)
- ► 06/13 - 06/20 (1)
- ► 06/27 - 07/04 (3)
- ► 10/03 - 10/10 (2)
- ► 10/17 - 10/24 (1)
- ► 10/24 - 10/31 (1)
- ► 10/31 - 11/07 (1)
- ► 11/21 - 11/28 (1)
- ► 11/28 - 12/05 (1)
-
►
2011
(22)
- ► 01/02 - 01/09 (1)
- ► 01/23 - 01/30 (1)
- ► 02/20 - 02/27 (1)
- ► 03/06 - 03/13 (2)
- ► 05/15 - 05/22 (1)
- ► 05/29 - 06/05 (1)
- ► 06/12 - 06/19 (1)
- ► 07/10 - 07/17 (2)
- ► 07/31 - 08/07 (9)
- ► 10/02 - 10/09 (1)
- ► 10/09 - 10/16 (1)
- ► 11/20 - 11/27 (1)
-
►
2012
(38)
- ► 01/01 - 01/08 (1)
- ► 01/08 - 01/15 (1)
- ► 01/22 - 01/29 (2)
- ► 01/29 - 02/05 (1)
- ► 02/26 - 03/04 (1)
- ► 04/08 - 04/15 (1)
- ► 04/22 - 04/29 (1)
- ► 05/06 - 05/13 (1)
- ► 05/13 - 05/20 (1)
- ► 05/27 - 06/03 (1)
- ► 06/17 - 06/24 (1)
- ► 06/24 - 07/01 (1)
- ► 07/01 - 07/08 (2)
- ► 07/15 - 07/22 (1)
- ► 07/29 - 08/05 (1)
- ► 08/05 - 08/12 (1)
- ► 08/12 - 08/19 (1)
- ► 08/26 - 09/02 (1)
- ► 09/02 - 09/09 (1)
- ► 09/09 - 09/16 (1)
- ► 09/16 - 09/23 (1)
- ► 09/23 - 09/30 (1)
- ► 09/30 - 10/07 (1)
- ► 10/14 - 10/21 (2)
- ► 10/28 - 11/04 (1)
- ► 11/04 - 11/11 (1)
- ► 11/11 - 11/18 (1)
- ► 11/18 - 11/25 (3)
- ► 12/02 - 12/09 (1)
- ► 12/09 - 12/16 (1)
- ► 12/16 - 12/23 (1)
- ► 12/23 - 12/30 (1)
- ► 12/30 - 01/06 (1)
-
►
2013
(32)
- ► 01/06 - 01/13 (1)
- ► 01/13 - 01/20 (1)
- ► 01/20 - 01/27 (1)
- ► 02/10 - 02/17 (2)
- ► 02/17 - 02/24 (1)
- ► 02/24 - 03/03 (2)
- ► 03/03 - 03/10 (1)
- ► 03/10 - 03/17 (1)
- ► 03/17 - 03/24 (1)
- ► 03/31 - 04/07 (2)
- ► 04/07 - 04/14 (1)
- ► 04/14 - 04/21 (2)
- ► 04/21 - 04/28 (3)
- ► 04/28 - 05/05 (1)
- ► 05/12 - 05/19 (2)
- ► 05/26 - 06/02 (1)
- ► 06/02 - 06/09 (1)
- ► 06/09 - 06/16 (1)
- ► 07/07 - 07/14 (1)
- ► 07/28 - 08/04 (1)
- ► 12/01 - 12/08 (1)
- ► 12/08 - 12/15 (1)
- ► 12/15 - 12/22 (1)
- ► 12/22 - 12/29 (1)
- ► 12/29 - 01/05 (1)
-
►
2014
(52)
- ► 01/05 - 01/12 (1)
- ► 01/19 - 01/26 (1)
- ► 01/26 - 02/02 (4)
- ► 02/02 - 02/09 (1)
- ► 02/09 - 02/16 (2)
- ► 02/16 - 02/23 (1)
- ► 03/02 - 03/09 (1)
- ► 03/16 - 03/23 (1)
- ► 03/30 - 04/06 (1)
- ► 04/06 - 04/13 (2)
- ► 04/13 - 04/20 (2)
- ► 04/20 - 04/27 (2)
- ► 04/27 - 05/04 (1)
- ► 05/04 - 05/11 (1)
- ► 05/11 - 05/18 (2)
- ► 05/18 - 05/25 (1)
- ► 05/25 - 06/01 (1)
- ► 06/01 - 06/08 (1)
- ► 06/08 - 06/15 (1)
- ► 06/15 - 06/22 (1)
- ► 06/22 - 06/29 (1)
- ► 06/29 - 07/06 (1)
- ► 07/06 - 07/13 (1)
- ► 07/13 - 07/20 (2)
- ► 07/20 - 07/27 (1)
- ► 07/27 - 08/03 (1)
- ► 08/03 - 08/10 (1)
- ► 08/10 - 08/17 (1)
- ► 08/17 - 08/24 (1)
- ► 09/14 - 09/21 (2)
- ► 09/21 - 09/28 (1)
- ► 09/28 - 10/05 (1)
- ► 10/05 - 10/12 (1)
- ► 10/12 - 10/19 (1)
- ► 10/26 - 11/02 (1)
- ► 11/02 - 11/09 (1)
- ► 11/09 - 11/16 (1)
- ► 11/16 - 11/23 (1)
- ► 11/23 - 11/30 (1)
- ► 12/07 - 12/14 (1)
- ► 12/14 - 12/21 (1)
- ► 12/21 - 12/28 (1)
-
►
2015
(25)
- ► 01/04 - 01/11 (1)
- ► 01/11 - 01/18 (1)
- ► 01/18 - 01/25 (1)
- ► 01/25 - 02/01 (1)
- ► 02/08 - 02/15 (1)
- ► 02/22 - 03/01 (1)
- ► 03/01 - 03/08 (1)
- ► 03/08 - 03/15 (1)
- ► 03/15 - 03/22 (1)
- ► 04/12 - 04/19 (1)
- ► 04/19 - 04/26 (1)
- ► 05/10 - 05/17 (1)
- ► 05/17 - 05/24 (3)
- ► 06/07 - 06/14 (1)
- ► 06/21 - 06/28 (1)
- ► 07/12 - 07/19 (1)
- ► 07/19 - 07/26 (1)
- ► 10/18 - 10/25 (1)
- ► 10/25 - 11/01 (1)
- ► 11/01 - 11/08 (1)
- ► 11/29 - 12/06 (1)
- ► 12/13 - 12/20 (1)
- ► 12/20 - 12/27 (1)
-
►
2016
(3)
- ► 01/24 - 01/31 (1)
- ► 05/01 - 05/08 (2)
-
►
2018
(24)
- ► 02/25 - 03/04 (1)
- ► 03/04 - 03/11 (5)
- ► 03/18 - 03/25 (2)
- ► 04/08 - 04/15 (2)
- ► 04/29 - 05/06 (9)
- ► 05/06 - 05/13 (1)
- ► 06/03 - 06/10 (2)
- ► 07/15 - 07/22 (1)
- ► 08/19 - 08/26 (1)
-
►
2019
(2)
- ► 04/14 - 04/21 (1)
- ► 09/22 - 09/29 (1)
-
►
2020
(1)
- ► 02/16 - 02/23 (1)
-
►
2021
(1)
- ► 04/11 - 04/18 (1)
-
►
2022
(1)
- ► 03/20 - 03/27 (1)
ÇOCUKLARA GÜZEL ALIŞKANLIKLARI NASIL KAZANDIRABİLİRİZ?
Doğruluk, dürüstlük, merhamet, diğerkâmlık, adalet gibi güzel ahlakın emarelerini çocuklarında görmek, her anne babanın isteği ve emelidir. ...
-
Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur: "Hased etmekten sakının. Çünkü hased, sevaplar...
-
Bir imtihan diyarıydı Uhud… Bedir’de ilk mağlubiyetlerini alan müşrikler, daha kalabalık bir orduyla, Uhud Dağı eteklerine kadar gelmişlerd...
-
Osmanlı Devleti’nde nikâh akitleri ya bizzat kadılar veya kadıların verdiği izinnâme ile yetkili kılınan imamlar tarafından yapılırdı. Şer‘i...