Wikipedia

Arama sonuçları

2 Temmuz 2009 Perşembe

Kur'an gurbet yaşıyor

Peygamber Efendimiz (aleyhi ekmelü't-tehâyâ) bir hadis-i şeriflerinde altı garipten bahseder: "Mescid, namaz kılmayanlar arasında; Kur'an-ı Kerim, fâsıkın kalbinde ya da onu okumayan birinin evinde; sâliha bir kadın kötü huylu bir adamın nikâhı altında; sâlih bir erkek arsız bir kadının yanında ve âlim, onun ilminden istifade etmeyen bir topluluk arasında gariptir."

Bir başka defa da şöyle buyururlar: "İnsanlar, öyle bir zamanı idrak edeceklerdir ki, o dönemde Kur'an bir vadide, onlar da başka bir vadide olacaklardır." Yani, o devrin insanları Kur'an'la aynı vadiyi paylaşamayacak, yeni ifadesiyle, aynı düzlemde buluşamayacak, farklı farklı kulvarlarda bulunacaklardır. Dolayısıyla Kur'an, onu okumayan, onda ne olduğunu bile merak etmeyen ve ondan istifade etmeyi hiç düşünmeyen insanların evlerinde, gönüllerinde garip kalacaktır. Zaten, asıl garip, yurdundan yuvasından uzak kalan, dostundan, ahbabından ayrı düşen değil, yaşadığı dünya içinde, bulunduğu toplum itibariyle hâlinden anlaşılmayan, kıymeti bilinmeyendir.

Kur'an-ı Kerim'e karşı ortaya konan şeklî saygının da kendine göre mutlaka bir değeri vardır, o da boşa gitmez. Fakat asıl olan, zarfla beraber mazrufa, lafızla beraber manaya ve Kur'an'ın mushafıyla beraber onun Rabbimizin kelamı oluşuna da saygı, hürmet ve muhabbet göstermektir. Mesela, insanlar onu atlastan bohçalara sarsalar, gül kokulu altın yaldızlı mahfazalar içinde evlerinin en yüksek yerine assalar.. sonra evlerini yükselttikçe onu daha da yükseğe çıkarsalar.. Her sabah kalktıklarında ve akşam yatağa yöneldiklerinde beş-on defa öpüp yüzlerine gözlerine sürseler de, eğer Kur'an-ı Kerim'in ortaya koyduğu davaya sahip çıkmıyorlarsa ona gereken değeri vermiş olamaz, hak ettiği hürmet ve muhabbeti ortaya koymuş sayılmazlar. Çünkü saygı ve sevgi adına yapılan şeylerin hepsi, ancak Kur'an'a karşı gerçek saygı ortaya konduğu zaman bir kıymet ifade eder.

Eğer bir insan, hazreti İkrime gibi her yerde Kur'an hakikatlerini anlatmaya ve onun hakiki bir hâdimi olmaya çalışıyor, sonra da onu sabah akşam hürmetle okuyup yüzüne-gözüne sürüyor ve gönlünde coşan Kur'an sevgisiyle mushafı bağrına basıp "Kelâm-u Rabbî - Benim Rabbimin sözleri" diyerek öpüyor, öpüyorsa, diğer saygı tavırları da bir mana ifade eder. Fakat, bir insan, Kur'an'ı okuyup anlama heyecanı taşımıyorsa, onu başkalarına da duyurma gayretinden mahrumsa, her bir ayet-i kerimeyi hayat veren bir nefes gibi muhtaçlara üfleme aşk u şevkinden uzaksa, onu sadece evinin en yüksek yerine asmak, bazı hususi gün ve gecelerde tozunu silerek öpüp alnına koymakla iktifa ediyorsa.. bu zahirî ve sûrî hürmet tavırları çok fazla şey ifade etmez.

Blog Arşivi

ÇOCUKLARA GÜZEL ALIŞKANLIKLARI NASIL KAZANDIRABİLİRİZ?

Doğruluk, dürüstlük, merhamet, diğerkâmlık, adalet gibi güzel ahlakın emarelerini çocuklarında görmek, her anne babanın isteği ve emelidir. ...

Etiketler İSLAM